Bilgisayarı kapattı. Ofisin camından yaşadığı şehre baktı. Her yer karanlıktı.
Saate baktı. 3:07. Paltosunu giydi. Kapıyı açıp, ofisten çıktı. Cüzdanını, telefonunu
ve anahtarlarını kontrol etti. Bilgisayar çantasını unuttuğunu düşünüp almak
için geri ofise dönecekti ki; sağ elinde olduğunu fark etti. Gülümsedi.
Asansöre bindi. Otoparka inmek için düğmeye bastı. Asansörün içindeki aynada
kendine bakmaya başladı. Dik durdu. Yüzünü yaklaştırdı. Yanağını sıvazladı. Yan
durdu. Göbeğine baktı. Sağ elindeki çantayı sol eline alıp, sağ eliyle göbek deliğinin
olduğu bölgeyi sıktı. "Ding" . Asansörün kapısı açıldı. Aynaya son
bir bakış atıp, indi. Arabasını koyduğu yeri hatırlamıyordu. Sağ ön cebinden
arabanın anahtarını çıkardı. Kapı açma düğmesine bastı. Sesin geldiği yere
doğru yürürken anahtarı tekrar sağ ön cebine koydu. Arabanın yanına geldiğinde,
çantayı tekere yasladıktan sonra, eğilip altını kontrol etti. Bir şey
olmadığını görünce kalktı. Üstünü çırptı. Arka kapıyı açmak için yeltendi.
Kilitlenmişti. Sağ cebinden arabanın anahtarını çıkarıp düğmeye bastı. Arka
kapıyı açtı. Çantayı ve paltosunu bıraktı. Kapıyı kapattı. Şoför kapısını açtı.
Koltuğa oturdu. Emniyet kemerini ceketini kırıştırmaması için özenle taktı.
Arabayı çalıştırdı. Otoparkın çıkışına geldiğinde torpidoyu açtı. Kartını
okuttu ve bariyeri kaldırdı. Mesaiye kaldığı her gün olduğu gibi, bugün de
otoparktan çıkarken camı açıp; bariyere doğru tükürdü. Eve doğru yol almaya başladı.
…
Apartmanın önüne geldiğinde, torpidodan evin anahtarlığını çıkartıp, otopark
için olan zımbırtının düğmesine bastı. Açılmasını beklerken, cüzdanı ve
telefonu unutmamak için iki bacağının arasına aldı. Evin anahtarlarının olduğu
anahtarlığı da sol cebine koydu. Otoparka girdi. Önce gözleriyle, ardından
arabayla boş yer aradı. Biraz turladıktan sonra buldu. Saate baktı. 3:46. Az
daha oyalanırsa uyumadan işe gidecekti. Emniyet kemerini kapatırken gösterdiği
özeni gösteremeden, emniyet kemerini açtı. Aceleyle cüzdanı ve telefonu sol
eline aldı. Arabanın anahtarını kontaktan çıkarıp, evin anahtarının olduğu sol
cebine koydu. Kapıyı açıp, arabadan çıktı. Cüzdanı sağ arka cebine, telefonu
sağ ön cebine koydu. Kapıyı kapattı. Otoparktaki asansöre doğru yürüdü. Düğmeye
basıp gelmesini beklerken, zamandan kazanmak için evin anahtarını sol cebinden
çıkardı. Sağ eliyle arabanın anahtarını çıkartıp kapıları kilitledi.
"Ding" Harika zamanlama. Asansöre bindi. Arabanın anahtarını sol ön
cebine koydu. 32.katta inmek istediğini belirten düğmeye bastı. Kapı kapandı.
Aynayla göz göze geldi. Yüzünü yaklaştırdı. Yanaklarını sıvazladı. Yan durdu ve
o iğrenç göbeğine bir kez daha baktı. Sağ ön cebinden telefonu çıkardı. Eşine
mesaiye kalacağını, haber verip vermediğini kontrol etti. Vermişti. Telefonu ön
sağ cebine koydu. Sol eliyle evin anahtarını zıplatmaya başladı.
"Ding" Gülümsedi. Aynaya el sallayıp, asansörden indi. Kapının önüne
geldi. Bugün karısına ve çocuklarına ulaşmak için açması gereken son kapının
önündeydi. Kapı sayısı yaşıyla orantılıydı ve büyüdükçe artıyordu. Saate baktı.
3:56. Anahtarı sağ eline aldı. Kapıyı açtı. Ayakkabılarını çıkardı. Anahtarı
kapıdan alıp, kapıyı kapattı. Anahtarı tekrar takıp, kapıyı kilitledi. Telefon yardımıyla çocukların odasına acele
adımlarla uğrayıp, üstlerini örttü. Kendi odası ve çocukların odası karşı karşıyaydı.
Bu yüzden kendi odasını telefon kullanmadan el yordamıyla buldu. Ceketini
çıkarıp kapının arkasındaki askılığa astı. Saati, cüzdanı, telefonu ve arabanın
anahtarını başucundaki komodinin üzerine bıraktı. Telefonu geri alıp, alarmı
kontrol ettikten sonra geri bıraktı. Gardırobun karşısına geçti. Aynaya baktı.
Dik durdu. Yüzünü yaklaştırdı. Kulaklarını sıvazladı. Yan durdu. Göbeğine
baktı, sıkmak istemedi. Dik durdu. Aynaya baktı. Yüzünü ekşitti. Yatağa baktı.
Pijamaları yastığın üstündeydi. Onları aldı. Üstünü değiştirdi. Gömleği yatağın
üstünden aldı. Yakasına baktı. Kararmıştı. Çoraplarıyla beraber kapının dışına
bıraktı. Yatağa yanaştı ve telefonun alarmını tekrar kontrol etti. Telefonu
şarja takıp başucuna koydu. Eşinin yanına uzandı. Elini beline attı. Gözlerini
kapadı.
…
Gözlerini
açtığında, kendini düz bir yolda buldu. Tek tük ağaçlar vardı. Arkasına döndü.
Eşi ve çocukları arkasındaydı. Onların yanına ulaşmak için, gerekli olan dört
adımı attı. Eşi ifadesiz ona bakıyordu. Çocukları ise gülümsüyordu. Başını
kaldırıp, ileriye baktı. Yaklaşık 3-4 adım ilerilerinde 3 insan daha vardı.
Evet! Çok tanıdıktı bu yüzler. Annesi ve babası ve kendi karşısında duruyordu.
Babası uzun kollu gömlek giymişti. Gömlek cebinden uzun samsun paketi ve kredi
kartları gözüküyordu. Annesi ise siyah bir entari giymişti. Her ikisinin de
saçları siyah ve sıktı. Kendi üzerinde askılı tişört vardı ve kahkaha atıyordu.
Fotoğraflardan tek farkı anne ve babasının suratsız ifadeleriydi. Onda bir
farklılık yoktu. Kendini bırakıp, eşine ve çocuklarına döndü. Ailesi eşini ve çocuklarını hiç
görmemişti. Bu buluşmayı daha da geciktirmemek için, tüm aile fertleri el ele
tutuşup, onlara doğru bir adım attı. Onlar da davete icabet ettiler. Yanına
döndü. Eşi biraz zayıflamıştı. İfadesizliğinden bir şey kaybetmemişti. Diğer
yanına döndü. Çocuklarından biri kaybolmuştu. Diğeri ise bebek arabasında
hunharca gülüyordu. Annesine babasına ve kendisine baktı. Üzerinde gömlek
vardı. Babasının bacağı kadardı. Kahkahalarının dozu hafiflese de atmaya devam
ediyordu. Babasının üzerinde yine uzun gömlek vardı. Cebinde uzun samsun ve
kredi kartları duruyordu. ( Uzun samsun arada oyuncu değişikliğine gitse de,
kredi kartları oradan ömür boyu loca almıştı.) Annesi ise kısa kollu bluz ve
mini etek giymişti. Her ikisinin de saçlarında yer yer beyazlar vardı. Her
ikisi de ifadesizdi. Bebek arabasını sol tarafına aldı. Sol eliyle arabanın sağ
kolunu tuttu. Sağ eliyle karısının elini tuttu. Olacaklar için sabırsızlanıp,
karşıya doğru bir adım daha attı. Bebek arabası kaybolmuştu. Karısının vücuduna
baktı. Olağanüstüydü. Senfoni orkestrası gibiydi. Normalde birbirinden habersiz
olan enstrümanlar, şimdi müthiş bir uyum yakalamış ve bunu devam
ettiriyorlardı. Üstelik bunu korse kullanmadan yapıyorlardı. Ne yazık ki
ifadesizlik için korse bulunmamıştı. Kafasını kaldırdı. Anne ve babasının
saçları seyrelmiş ve beyazlamıştı. Babası kısa kollu gömlek giyiyordu. Gömlek
cebindeki uzun samsun yerini elektronik sigaraya bırakmıştı. Kredi kartları
öncekine göre azalmış, yerini market kartları almıştı. Annesi uzun kollu bluz
ve uzun etek giymişti. Kendiyle göz göze geldi. Saçlarını uzatmış, kirli sakal
bırakmış, iki kulağına birer tane küpe takmıştı. Üzerinde “The Rolling Stones” tişörtü vardı. Kahkaha yerini tebessüme
bırakmıştı. Zaman zaman kendine sarılmak istediğini hatırladı. Şu an istemekten
öteye geçebilirdi. Aralarındaki mesafe yarım adımdan fazla değildi. Karısının
elini tutmasıyla, alarmın çalması bir oldu. Gözünü açtı. Telefonu eline aldı ve
alarmı kapattı. Şarjdan çıkardı. Fenerini açtı. Banyoya doğru yürümeye başladı.
Odadan çıkarken gömlek ve çoraplarını eline aldı. Banyoya gidip kirli sepetine
attı. Elini yüzünü yıkadı. Odasına geldi. Gardıroptan temiz gömlek aldı.
Telefonun fenerini kapatıp yatağın üzerine bıraktı. Üstünü değiştirdi. Cüzdanı
sağ arka cebine koydu. Telefonu yatağın üzerinden alıp sağ ön cebine koydu.
Arabanın anahtarını da sol ön cebine koydu. Saate baktı. 6:30. Saati sol koluna
taktı. Telefon yardımıyla kapıyı buldu. Anahtarı solo çevirip kilidi açtı ve
yan hale getirip kendine doğru çekip çıkardı. Arabanın anahtarının olduğu yere
onu da koydu. Ayakkabılarını giydi. Kapı kolunu tutup, kendine doğru çekti.